15 Kasım 2008 Cumartesi
Uyumak
ölümün kolay gelen sıcaklağına sarılmak isteği ile yorgan altına girip, yalnızlığın verdiği garip hisler birinkitisini yastığa sarılıp atmaya çalışırken dışarı bakıp melankolik gecenin yıldızlı gökyüzünde savrulan parçalı bulutları izlemek. Yaptığı tam olarak buydu yatağın sıcaklığında ruhunu uykunun güvenli kollarına bırakırken. Gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, tadın gelmediği o muhteşem sınırsız dünyaya gitmek için hazırlanmak. Uykusu olduğu için değil, uykuda yalnız olmadığını bildiği için uyumak. Her istediğini uykusunda, rüyalarında yapabildiği için girmek yorganın altına. Bunları sevdiği, düşündüğü, istediği, belki biraz mecbur hissettiği için yapıyordu aslında. her zaman aklının ardında çalan o isimsiz ve sözsüz şarkılarla rahatlıyordu yer yer. Yer yer ise bulutlardan düşen yağmur damlaları ile ıslanıyordu ruhu. baş ucunda duran en sevdiği, kenarı çatlamış içinde bir kaç damla viski kalmış olan bardağına bakarken dalardı düşüncelere gecelerin sessizliğinde. Kalp atışlarının gürültüsünün olmadığına sevinirdi bazen. "en azından bir gece daha sessizce uyuyabileceğim" derdi hep avunmak için. ruhunun üzerini örterdi her gece bedeni ile. Uyurdu sakince. Uyanmamak üzere...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder