küçük elleri kocaman televizyonun aletini alıp, her sabah izlediği çizgi filmi açmıştı gene. Ancak bu sabah bir fark vardı diğer sabahlara göre. Aleti bırakıp, mutfağa koşup, lavabonun önünde duran bulaşık bezini kapıp koşuyordu gene salona. televizyonda her sabah sıkılmadan izlediği, tekrar bölümleri bol bol dönen çizgi filmini izlemeden temizliğe koyulmuştu birden. Anneye yardım mı yoksa anneye özenmek ki tam kestiremiyordu insanoğlu bu durumu ama, küçük kızın bu temizlik aşkı ve yardımını salonun kapısından gizli gizli izleyen anne ve babasında tarif edilemez bir mutluluk dolduruyordu. Kız önce televizyonun çevresini silip, sonra kanepelerin ortasında bulunan sehpaları silmeye başlamıştı. Annesi, babaya "bak şimdi bibloyu kıracak" diye tedirgin şekilde söylense de, tıpkı baba gibi kıpırdamadan izliyordu o da.
Ve kız aşklarını kapıda farkettiğinde tiz ve inanılmaz sevimli olan ses tonu ile gülerek onlara koşup, heyecanla "temizledim ben buraları, girmeyin şimdi" diyordu. Tıpkı annesi... temizlediği yere bir süre sokmuyordu kimseyi kirlenecek diye.
Babası aldı onu kucağına ve gıdıklamaya başladı. Kız kahkalardan boğulurken, anne de babaya saldırıyordu kızını kurtarmak için. Ama kimse küçük kız izin verene kadar salona girmiyordu...