Uyku olmaz böyle anlarda, gelmez, gelse de beden "pes" diyene kadar alamaz kontrolü eline.
Soğuk olur böyle geceler, yorganın altı bile ısıtmaz, ancak sızınca birşeyler meydana gelir ama ne önemi var.
Hüzünlüdür böyle anlar, ertesi sabah belki geçer ama ya sabaha kadar sürecek olan saatler?
Yalnızdır böyle dakikalar, nerde olursa olsun, ne şekilde olursa olsun. Yanında olmak gerekir ki zıttı olsun.
Korku doludur böyle zamanlar, korkunan başa gelmesinden bile korkulur, korktukça korku körüklenir. Bir garip döngüye girilir. Çaresizlik hissetirir. Çocukmuşsunuz gibi. Muhtaç...
Sıkıcıdır işte böylesine yazılar. Yazanda bir sıkkınlık, okuyanda da bir sıkkınlık olur. Geçer... Okuyanda beş dakika, yazanda bir kaç saatlik etkileşimi olur.
Seven, özür de dilemesini bilmeli hata yaptığında. Zaten istemeden olur ya bu hatalar, istemeden oldu demeye lüzum aslında yoktur da. İsteyerek yapan zaten sevmez. neyse; ama işte bu "istemeden"ler artınca da fena oluyor. Bence fena, fenalarda...
Üzgün olunuyor işte, düşüncesizliğin bedeli ağır hissediliyor.
ha birde belki gerekli, belki gereksiz bir bilgi: ağlamak gözleri güzelleştirirmiş.