5 Haziran 2009 Cuma

Sabah Olsa Ne Olacak ki?

Bir dilim ekmeği ve bir miktar peyniri vardı kahvaltı sofrasında. Sabahın mahmurluğu ile üzerinde bir ağırlık varken gelen ve daha da ağırlaştıran haberler ile dolu bir gazeteye bakıyordu pek de anlamadan yazılanları. Manşetlerden bir anda geçen gözleri ve manşetlerden ibaret olan yaşantıları tadıyordu her ısırığında peynir-ekmek karışımından. 
Çayını yudumlamaya başlamıştı camdan güneş içeri yavaş yavaş akarken. Parçalı bulutlu, yer yer yağışlı bir hava durumu izlemişti akşam televizyonda ve anlaşılan o yer yer dışında bir yerlerdeydi bugün. Paramparça bulutlar vardı üzerinde o kadar. Birleşip, benzetilecek şekiller oluşturacaklarına, bölünüp yok oluyorlardı. Yer yer yağmura dönüşüp, dört mevsim huysuz olan insanların üzerlerine yağıyorlardı.

Hiç yorum yok: