15 Kasım 2008 Cumartesi

Saymayı biliyor

bir adam vardı diye başlasam bir şeyler yazsam diyordum. ama yok olmuyor. Bir kadın vardı desem, vardı zaten... hala var...bir, iki , üç... saymayı öğreniyorum arada. bir de yazmayı bilsem...
küçük küçük düşünce baloncukları oluşuyor bu konuşmanın sağ üst köşesinde. ama konuşma sessiz, hatta sözsüz bile... sadece mimikler var belli belirsiz, bakanlara görünen, bakmayanlara... bana ne bakmayanlardan...
minik elleri, yağmur dan gözleri... bir kadını tarif etme çabası. gerekli? bilmem ben sormadım, cevaplamıyorum da hiçbir şeyi. Ne sordun ki zaten... Tanım mı lazım? çizim mi? Güneşten parlak gözleri vardı belkide, yok lan göz parlamaz ki... bakış parlar. heh bunu düzelt şimdi. tabi dilber dudaklar... çok klişe ama napalım kaderi böyle yazılmış...
okudum diyordum, ama yazıyordum... yazmayı unutmuşum ama sayıyordum. bir ,iki, üç... elim bitti, sayma durdu. cümle bir garip oldu. çizeyim mi ? öyle daha iyi anlatırım belki? Görsel anlamaya biraz da sessel şeyler mi katsam daha çok pekişsin diye. Belkide koşsam atlasam bir yerden, daha çok ses çıkar? Duyar lan biri o zaman. Ama geç mi olur ne?
aslında boşversene gazeteleri, sayfalarını. bir, iki, üç... heh işte burda üçüncü sayfa.. gene vahşice katledilmiş lan ruhum. kanlar iiçinde bir yol kenarında bulunamamış bile. Belki ölüm ilanlarında çıkar ismi zavallının. Ya da bir öğle namazını takriben bir cenaze törneninde kimsesiz olarak kalır.
yağmur yağıyor bu arada bilmem gördün mü? Görmemen mümkün çünkü gözüne gözüne yağıyor. Ha? hadi ya. gözüne değil, gözünden yağıyor... o kadar yani. barajlara bile yaradın lan... haberlere çık hadi.
gördü mü seni? boşversene. ne gerek var ki şimdi. Git ulan işte...
ya bir dakika napıyorum ki ben. ne saçma oldu lan. Yazmayı unutmuşum harbiden. bir, iki, üç... saydım bak. yerimde sayıyorum.
dur bakalım şimdi, kim geçicek yanından tahmin et? nerden bileceksin değilmi. gözlerin kapalı uyurken kim geçiyor, kim geliyor... nerden nereye gidiyor. giren çıkan da belli değil ki zaten bu odaya. bir rahat vermediniz uyusun adam. Zaten bişiler yazmayı denemiş denemiş, atmış.
baksana geri dönümüş kutusu saçma sapan yazılarla doldurulmuş not defteri kalıntıları ile dolu. txt var her yanda. Pdf'e çevircek bunları belki diye düşünmüş. yok lan delirmemiş. uğraşıyor ama. hem saymayı da biliyor çok güzel. bir, iki, üç...
allahın hakkını sayıyor. yediğin lokmaları bile sayıyor adam. hemde seni görmeden yapıyor. nasıl mı? ne bileyim git ona sor işte.
koşma lan bu yağmurda. her yere su sıçratıyorsun. saçma falan deme yağmur ıslatıyor zaten bir de sen ıslatma işte. Gözlerimde yaş yok, yğmurdan onlar. Ben ağlamam bilirsin, sadece yazarım öyle birşeyler. ama onuda unuttuk iyi mi...
bilinç altımı karıştırasım var aslında. kim bilir neler çıkacak ordan. Sence ne çıkar?
Saymayı yeni öğrendiğim günler belki gelir karşıma hayatım bir film şeridi gibi akıp giderken... Olamaz mı? olur neden olmasın.
film şeridi dedim de aklıma geldi. Nabersin?
ne alakasız, ne boş bir insan değil mi şu? bırak uyusun ama. uyurken daha bir çekilir şimdi. Yoksa bir dırdır, bir çene aman allah... geçen sevişiyoruz diye sayıklıyordu rüyasında. Sapık mıdır nedir anlamadım ki.
ama genede seviyorum lan iti. Valla bak, hoş sohbet bir herif. Ayrıca sigarada veriyor arada. Ama bu kesin sızmış bak, bu kadar çene çaldık, hala gelip tutuklamadı bizi.
bu arada adını sormadım senin bu kadar saattir sohbet ediyoruz ama? gerçi ne önemi var değil mi şimdi ismin, cismin. Sohbet güzelse gerisinden bana ne ki. Hem bak şimdi, sana bir yazı yazayım küçük dilini yut tamam mı? ama dur ya yazmayı unuttum. ben sana parmaklarımı saysam? bir, iki, üç...
hadi tamam susalım biraz ve çıkalım şu odadan. Gidelim artık hea doğru düzgün şu yaşantımıza dönelim. daha yapacak çok iş var hem. Dışarda konuşacak onca insan, onca yapılacak iş güç. Bu arada ne iş ile meşgulsün acaba? ben meşgul takılmam pek, direk çevrimiçiyim şu hayatta ama iletime "yoook" yazarım arada. varla yok arası. İşte bütün mesela bu.
varlığımi, yokluğum bir iken, yoook yazıp çevrimiçi olunca sanal aleme gerçeklik katmış olmam mı? oldum bile. ben öyle diyorsam bu iş öyledir yavrucuğum.
bak kuzum, şimdi bunlar boş şeyler gelebilir kulağına, gözüne zaten bom boş bir adam girmiş, çıkmıyor. Ama sen beynini kullan, boşlukları doldur. Sınav gibi düşün. boşlukları doldurmacalı bir sürü soru var. Birazda çoktan seçmeli işte. Hatta boktan bir seçmeli oldu bu. Boktan bir hayattan gelme... Aslında bok da rüyada para demekmiş ama gerçek hayatta kötü birşey bu. Sallama sen.
şimdi geçen aklıma geldi de, sen kötü şeylerden çok korkuyorsun biliyor musun? ne saçma oldu dimi soru. sana, seni biliyormusun dedim. neyse konu o değil. Korktuğun başına geliyor güzelim yapma böyle. Bak, bana öyle bakma yağmurda kalmış yavru it gibi.
hadi neyse ben gittim anacım. sıkıldım yeter. delirttiniz zaten beni.
ha bu arada gideyim de konuşayım biraz... lazım.
Dur, dur... bak kaç oda var bu evde gördün mü? bir, iki, üç + bir...
üç oda bir salon...
kimsesiz ama işte... gelsene lan. burda kalalım? bak mis gibi ev. deniz görüyor birazcık.

Hiç yorum yok: