elindekileri, o an yaptıklarını, hatta o an düşündükleri herşeyi orada bırakıp içeri koştular önce. sesin geldiği yere. Kulak kabarttılar sessizce ilerleyerek gelen sesin dağılmasından korkar biçimde. O sesin dağılmaması için bir ömür harcayacaklarının farkındalığı ile...
Girdiler odaya, karanlıktı biraz, hoş bir koku vardı, saflık kokuyordu, temizlik, tazelik, güzellik, aşk... ve o an ses bir daha yankılandı evin içinde. tiz bir çığlık ile birleşen, içten gelen bir kahkaha. ve peşine duyulan "çat-çat" efektli bir şeylerin tahtaya çarpma sesi.
perdeleri açtı önce odaya girenlerden bir tanesi, diğeri sese yöneldi. bembeyaz bir yatak, bembeyaz kenarlıkları olan. ve en önemlisi içinde hayatın anlamını saklayan bir yatak.
baba'nın perdeleri açmasının ardından anne kucağına aldı yavrusunu. hafif terlemiş, az saçlı kafasına koydu şefkat dolu busesini. bir anne için muhteşem bir sarılma, bir baba için muhteşem bir tablo...
bebek ellerini sallıyordu şuursuzca, mutluluk içinde. bazı bazı o eller anneye vuruyordu ve her vuruşta anne bir öpücük daha konduruyordu bebeğine. babanın bir zamanlar aşık olduğu koku, şimdi diğer aşkına huzur katıyordu, koruyordu. ve bebek bir kez daha kahkaha attı babaya baktığında. Bakışları sanki boş gibi dursa da tanıyor, görüyor, biliyor ve anlıyordu herşeyi bebek. o tiz kahkahası çiftin hayatları boyunca duydukları en güzel ezgi olacaktı kulaklarında kalan...
ve baba aldı kucağına bebeğini. anne mutfağa doğru yönelirken peşinden ilerledi baba ve kızı.
mutfakta artık dünyanın en güzel tablosu vardı. mutlu bir aile tablosu.
tabi bir de uyanınca altına yapan bir bebek...
temizlik de babaya kaldı.
1 yorum:
sonunda okuyabildim yazını.. :)
eline sağlık..
Yorum Gönder