3 Şubat 2009 Salı

Sebep?

Bir insanın hayalleri, onun yaşama verdiği değerle orantılı gibidir. Ve hayalleri onun yaşam sevinci olur.
Hayallerinden oluşan anları tattığı zaman, dünyanın en leziz yemeğini, en güzel manzarısını izlerken, kulağına gelen en güzel müzik tınısı ile, yanında en sevdiği varken yiyormuş gibi olur. Ve o anları sevdiği yaratabiliyorsa, sevdiği ona hayallerini sunabiliyorsa narince, sevmek için milyonlarca sebebi var oluverir. Ellerini tutmak ya da sarılmak değil sevme sebebi. Olmamalı. Gözlerinin içine saatlerce bakabilmek ve içerde kendini görebilmek, kendini hayallerine sarılırken görebilmek. İki taraf da birbirinin hayallerini birbirlerine sunabiliyorlarsa, asla kelimele ihtiyaç duymadan, sadece gözlerinin içindeki o paha biçilemez parıltıdır sevmelerinin sebebi. Delicesi aşk da işte bununla bağlanıyor insanın kalbine. Hayallerini o'nunla yaşamanın düşü. Hayallerin kırılganlığını, hayalleri koruyup, en güzel şekilde sunabilecek olanı sevmek. Sevmenin sebebi yoktur denir geçiştirmek için ama var. Hayallerimiz var ve hayalleri tek başına yaşamanın anlamı yok...
Seviyorum; çünkü hayallerimi yaşıyorum.
Seviyorum; çünkü hayallerimi paylaşıyorum.
Seviyorum; çünkü hayalim ile birlikteyim...

Hiç yorum yok: